17 Şubat 2014 Pazartesi

DUYGUSAL ŞİDDET FİZİKSEL ŞİDDETTEN ÇOK DAHA AĞIRDIR

                         






DUYGUSAL ŞİDDET FİZİKSEL ŞİDDETTEN ÇOK DAHA AĞIRDIR

Çocukluk döneminde yaşanan duygusal şiddet, kişinin yaşam boyu etkisinde kaldığı korkunç bir olaydır ve kişi derinlerde bu şiddetle başa çıkamamaktadır. Uzun yıllar bilinç altında sakladığı bu travmatik şiddet olayları ilerleyen yıllarda su yüzüne çıkarak duygusal ya da fiziksel şiddet olarak etrafına geri döner. Bu konuda pek çok vaka gelmektedir. Duygusal ya da fiziksel şiddete maruz kalan pek çok insan ilişkilerinde sağlıklı değildir. Özellikle de ikili ilişkilerde... Bilmek gerekir ki, tüm sorunlu ilişkiler araştırıldığında bir çok vakada çocukluk travmaları ortaya çıkmaktadır. 

Duygusal ya da fiziksel şiddete başvurmak yerine karşılıklı uzlaşmaya çalışmalısınız. Tabii ki başarabilirseniz... Duygusal ya da fiziksel şiddete başvuran birçok kişi gerçekten çok acımasızdır. Onlar karşılarındaki kişileri yargılama, kişinin adına karar verme, acımasızca eleştirme, alaycı davranma, toplum önünde incitme, hakaret veya utandırma gibi uygulamalarla çevrelerindeki insanları yıpratırlar. Bunların yanı sıra karşılarındaki insanların duygu ve düşüncelerine değer vermezler. Daha da korkuncu ise bu davranışları insanların yanı sıra çok daha çaresiz hayvanlara da yansıtarak, onların üzerinde fiziksel şiddet uygulayarak korkunç olaylara imza atmaktadırlar. Hayvanları dövmek, öldürmek, yaralamak ve işkenceler yapmak gibi yöntemleri bazen sinsice yapar ve bundan zevk alırlar. 

Şiddetin her türüne HAYIR diyoruz! Bana anlatılan pek çok vaka da bu kişilerin hayatlarına dahil ettikleri hayvanlara yaptıkları duygusal ve fiziksel uygulamalar inanılır gibi değil. 

Bu kişilerle şimdiki yaşamda yaptığımız geçmiş yaşam çalışmalarında ebeveynlerinden ya da üçüncü şahıslarla yaşadıkları  inanılmaz olaylar ortaya çıkmaktadır. Bu olaylar ruhsal, fiziksel travmalardır. Bu travmalara maruz kalan çocuklar çok daha farklı bir kişilik sergilerler. Utangaç, korkak, hakkını koruyamayan yani tam tersi şiddetten uzak ve belki de ömrünün sonuna kadar şiddete maruz olarak yaşarlar. Önce anne, baba ya da kardeş, sonra eşleri daha sonra arkadaşları tarafından da bu olaya maruz kalırlar. Çok acı ama bu bir gerçektir. Biz buna regresyon yani geçmiş yaşam çalışmalarında karmalar diyoruz. Ya da bu olayların nedeni bu dünya yaşamında yaşanıyorsa dünyaya bedenlenmeden önce yukarıda yaptığımız yaşam anlaşmaları da olabilmektedir. Kurban rolünü ya da şiddeti uygulayan sadist rolünü üstlenirler ve ne yazık ki bu rolü yaşamları boyunca başarıyla oynarlar. Bu konular üzerinde çalışmalar yapılan kişiler yanlışlarının farkındalığına vardıklarında, eğer bu tarz yaşamdan arınmak, kurtulmak isterlerse bir çoğunun yaşamı ve sorunları çalışmalar esnasında   gerçekten muhteşem denecek şekilde değişiyor. Bu, her iki taraf içinde geçerlidir. Yani şiddeti uygulayan da, üzerine şiddet uygulanan da... Tabii şiddeti uygulayan bu yaptığının ve karşı tarafa yaşattığı olayın genelde farkında değildir, kabullenmez. Bu durumda geçmiş yaşam çalışmalarında gördükleri ve hissetleri yaşamlar ona inanmadığı, kabullenemediği gerçeği gösterir. Kabullendiğinde ise şimdiki yaşamında ilginç bir şekilde olumlu değişimler yaşamaya başlar. Geçmiş yaşam ve bilinç altı çalışmaları ile artık bir çok kişiyi ruhsal, zihinsel ve fiziksel sağlığına kavuşturmaktadır.


Aksu Büyükatlı ....








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

DÜŞÜNCELERİNİZİ PAYLAŞTIĞINIZ İÇİN TEŞEKKÜRLER..